Bu Blogda Ara

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Vanilya Özütü

Yeni kitabımı aldığımdan beri bir vanilya özütü yapmayı planlamıştım. Aslında kolay bir işlem ama uygun malzemeleri bulup almam gerekti. Tatlılarda ben de normalde vanilin yazan toz paketleri kullanıyordum ancak Cafe Fernando'nun kitabını aldım ve dedim ki evet benim de bir vanilya özütüm olmalı.


Gerekenler:

-2 adet çubuk vanilya
-1 su bardağı votka
-ağzı kapalı cam kavanoz/şişe


Yapılışı:

Önce vanilya çubuklarını bıçakla uzunlamasına ortadan ikiye böldüm ve kavanozumun içine sığması için de parçalara ayırdım. Üzerine 1 bardak votkayı döktüm ve kapağını kapatıp kuru ve serin bir yerde 2 ay sonra kullanmak üzere kenara kaldırdım.


Bu özüt kullanıldıkça üzerine takviye yapılarak çoğaltılabiliyor. İçinde tohum olmayan sade vanilya çubuklarıyla da bu özütü besleyebiliriz. Şişeye ekleyeceğim her 10 adet boş vanilya çubuğu için çubukları ekledikten 1 ay sonra 3 yemek kaşığı votka eklemem gerekecek.

2 Ağustos 2014 Cumartesi

Fırında Beşamel Soslu Sebze

Sebzelerle yapılabilecek başka bir çeşit yemek daha... Beşamel sos da bu yemekte harikalar yaratıyor. Kolay ve hızlı...


Malzemeler:

-2 büyük soğan
-1 diş sarımsak
-yarım bardak zeytinyağı
-4 tane orta boy domates
-3 büyük patlıcan
-2 adet kabak
-2 yemek kaşığı tereyağ
-3 yemek kaşığı un
-1 su bardağı süt
-1 su bardağı krema
-3 büyük yumurta
-2 bardak rendelenmiş kaşar peyniri
-1 tatlı kaşığı muskat rendesi
-tuz
-karabiber


Yapılışı:

Patlıcanları alacalı soydum, kabakları da normal soyup halka halka doğradım. Bulduğum tarifte 3 tane dolmalık kırmızı biber de kullanıyordu ama evde kırmızı biber olmadığı için yeşilden denedim. Ancak pek iyi sonuç vermedi ve ince olduklarında dolayı fırında közlenirken kolayca yandı. Kırmızı biberle denemediğim için onu da tarife yazmadım.

Doğradığım sebzeleri büyük bir kaba koyup üzerlerine yarım su bardağı zeytinyağı döküp iyice yağa bulanmalarını sağladım. Hepsini aliminyum folyo sarılmış 2 tepsi üzerine yanyana dizip, fırının alltan ve üstten 3. sıralarına koydum. 230 derecede yaklaşık 20 dakika közledim ve 10. dakikada tepsilerin yerlerini değiştirdim.

O sırada soğanları doğradım, geniş bir tavaya zeytinyağını, soğanları ve tuzu koydum tavanın kapağını kapatıp ara sıra karıştırarak kısık ateşte 15 dakika pişirdim. Sonra da 1 diş sarımsağı doğrayıp ilave ettim ve kapağı kaldırıp soğanın saldığı suyu çekmesini sağladım. Domatesleri de soyup küçük küçük doğradım ve tavaya ilave ettim. Orta ateşte yoğun bir domatesli sos elde edene kadar pişirmeye devam ettim.

Bu sırada sebzelerimi fırından alıp bir havlu kağıt üzerinde dinlenmeye bıraktım. Sularını salsınlar diye...Ondan sonra da benim yemekteki favori kısmım olan beşamel sosu yapmaya giriştim. Bir tencerede tereyağını erittim unu azar azar ilave ederek ve karıştırarak 3 dakika kavurdum.Sonrasında da sütü ve kremayı da yavaş yavaş ekledim. Unun topaklanmaması için de sürekli karıştırmaya devam ettim. Kaynayıncaya kadar karıştırmamı sürdürdüm ve altını kısıp 2 dakika daha karıştırdım ve kapattım. Daha sonra 5 dakika kadar ılımasını bekleyip içine 1 tatlı kaşığı muskat rendesi, 3 yumurta, kaşarın 3te 2si, tuzu ve karabiberi ilave ettim.

Fırını 200 derecede çalıştırdım. Fırın kabımı yağlayıp patlıcanları en alta dizdim. Üzerine birer tutam tuz ve karabiber serpip domates sosunun tamamını bir kat olarak yaydım.


 Onun üzerine beşamel sosunun 3te 2sini yaydım ve onun üzerine de kabakları (varsa biberleri) dizdim. Kalan beşamel sosunu bu katın üzerine serdim ve geri kalan peyniri de üstüne serptim. Kabımı fırına atıp 35 dakika pişirdim.


Sebze miktarım biraz az geldi sanırım ama domates ve beşamel sos günü kurtardı. Daha bol sebze ve belki baharatla tekrar denemek üzere...

30 Temmuz 2014 Çarşamba

Fındıklı Reçelli Kurabiye

Yeni aldığım kitabım Cafe Fernando'dan alır almaz bir tarif yapmaya karar verdim. İlk bölümü kurabiyelerle başladığından ben de bir kurabiye tarifi denedim. Tariflerin çoğunda vanilya özütü kullanılmış. Bu özüt paket içinde satılan toz vanilya yerine yapılan bir sıvı. Onun yapılışı da kitapta anlatılmış ben de yapıp en kısa zamanda tatlılarıma koymaya başlayacağım. Sonuç olarak ben de içinde vanilya olmayan bir kurabiye denemek için kolları sıvadım.


Malzemeler:

-150 gr yumuşamış tereyağ
-80 gr pudra şekeri
-210 gr un
-1/4 tatlı kaşığı tuz
-1 tane büyük yumurta beyazı
-1 su bardağı granül fındık
-1/3 su(110 gr) bardağı reçel

Ben granül fındık bulamadığım için fındıkları kendim havanda dövdüm. Ama bazı parçalar toz oldu bazılarıysa kocaman kocaman kaldılar. O yüzden bence en iyisi pakette granül fındık bulmak.

Yapılışı:

Tereyağ ve pudra şekerini mikserde önce düşük hızda daha sonra da yüksek hızda yaklaşık 3 dakika çırptım. İkisi karıştıktan sonra unu ve tuzu da ekleyip yavaş hızda hamur haline gelene kadar çırptım. Bu hamur ele alınıp sıkınca kolayca bir araya gelen bir halde olmalı. Kabın içinde hamuru bastırıp sıkıştırıp bir araya getirdim ve bir kenara koydum.
Başka bir kapta yumurta beyazını köpürene kadar çırptım, daha başka bir kaba da fındık parçalarını serdim.
Buzluğa girecek büyüklükte bir tepsiye yağlı kağıt serdim. Hamurdan 2 tatlı kaşığı kadar yada 15 gr civarında parçalar kopardım, yuvarladım, önce yumurta kasesinde sonra da fındık tabağında ordan oraya savurdum. Parçalar fındığa bulanmış hale gelince aralarında 1 parmak mesafe bırakarak tepsime yerleştirdim.
Sıra reçel koymak için açacağım oyuklara geldi. Bunu da parmağımı dik şekilde hamura basarak gerçekleştirdim ama sandığım kadar kolay olmadı. Etrafı biraz çatladı ve dağıldı, toparlamak için bayağ uğraştım.
Tepsiyi buzluğa 20 dakikalığına yerleştirdim ve o sırada fırını 180 dereceye açtım. Fırın tepsilerine de yağlı kağıdımı serdim ve süre sonunda aralarında 3er santim bırakarak içi oyuk hamur parçalarımı dizdim. 10 dakika boyunca fırında tuttum bu süre sonunda tepsiyi bir daha çıkartıp oyukları daha da derinleştirdim ve 14 dakika daha fındıklar altın sarısı olana kadar pişirdim.
Açılan oyuklara reçel dökmek üzere kurabiyeleri soğumaya aldım. Bizim evde harika bir kayısı marmeladı vardı en çok onu kullandım. Başka pek çok çeşit reçel hayalgücüne göre bu kurabiyelerin içine akıtılabilir. Kitapta çikolatalı fındık kreması da kullanmış Cenk Sönmezsoy. Her türlü lezzetli...
Biraz zahmetli olan reçellive fındıklı kurabiyeleri kahveyle sütle yemek bir harika. Ben tereyağı biraz yanlış kullandığım için sanırım hamurun kıvamı anında dağılır bir hal aldı ancak ona rağmen toparladım. Fındık parçaları da pek homojen değildi ama piştikten sonra hemen ağızda dağıldı.

13 Temmuz 2014 Pazar

Kabaklı Havuçlu Börek

Evde dolabı açınca çekmecede kalan sebzeler: havuç ve kabak. Bu demektir ki havuç ve kabaklı birşey yapacağım ama ne? İnternete yazdığımda hemen Arda'nın mutfağı'nda bir tarif buldum ve yaptım.



 Malzemeler:

-3 adet yufka
-1/2 lt. süt
-100 gr. tereyağı
-3 yumurta
-4 kabak
-2 havuç
-250 gr. beyaz peynir
-1/2 demet dereotu
-pulbiber
-Tuz-karabiber



Yapılışı: 


Öncelikle ocağı yakıp tereyağını erimesi için kendi haline bıraktım. Sonra da kabakları ve havuçları soyup rendeledim. Kabaklar çok suyunu bırakmasınlar diye avcumun içinde sıkıp bir parça kağıt havlunun üzerine koydum. Bu sırada dereotunu ince ince kıydım ve beyaz peyniri rendeledim.  Büyük bir kaseye yumurtaları kırıp çırptım üzerine erimiş tereyağını ve sütü ekleyip karıştırdım baharatları da içine attım. 


Yufkaları elimde didikleyerek sıvı karışımın içine attım diğer yanda da rendelenmiş ve kıyılmış malzemeleri birbirine karıştırdım. En sonunda iki harcı birbirine karıştırdım, karıştırmak için kullanılacak kabın yeterince büyük olması gerekiyor yoksa birbirine harmanlamak çok zorlaşıyor. 


Fırını 180 dereceye ayarladım ve fırın kabımı biraz yağladım. En sonunda harcımı kaba boşalttım üstünü düzelttim biraz da pul biber serptim ve yaklaşık 45 dakika pişirdim.

Hazırlaması çok kolay, belki biraz daha baharat konabilir. Ben 2 kabak ve 2 havuçla yapmak zorunda kaldığım için yufkası daha bol oldu. Ancak hızlı ve gerçekten kolay bir şekilde doyurucu bir yemek yapmak isteseydim ne yapardım? Evet tam olarak bu kabaklı ve havuçlu böreği fırına verir ve afiyetle yerdim. 







9 Temmuz 2014 Çarşamba

Yaz geldi ve Fırın Köfte

Şubattan Temmuza geldik ve obur bir öğrenci olarak bir dönemi daha atlattım :) Tatile girdim ama giriş o giriş hemen staja başladım ve yemek yapmaya da pek vakit bulamadım maalesef. Ancak geçen hafta annemin tatile çıkışıyla (sanırım biraz zorunluluktan) mutfağa giriverdim.





Hemen yemek kitabımdan doyurucu bir yemek olan fırın köfteyi seçtim. Daha kolay yapılan bir yemek sanmıştım fakat yanılmışım her malzemeye ayrı muamele gösterdim ama sonuç güzeldi ve değdi.


Malzemeler:


Köfte için:

-900 gr kuzu kıyması
-1 demete yakın maydanoz
-2 adet küçük kuru soğan
-tuz-karabiber


Sos için:

-3 adet kuru soğan
-1 adet kırmızı biber
-200 gr domates püresi
-1 çorba kaşığı nar ekşisi
-1 çorba kaşığı zeytinyağı
-tuz-karabiber


Tepsiye döşemek için:

-3 adet iri patates
-3 adet iri olgun domates
-sıvıyağ


Yapılışı:
Köfte için önce maydanoz ve soğanları rondodan geçirdim. Kıymaya tuzunu ve biberini ekleyip, soğan ve maydanozla iyice yoğurup dolaba kaldırdım. Sosu için de kırmızı biberleri ve soğanları ince ince doğradım. Tavada bu ikisini, soğanlar saydamlaşana kadar kısık ateşte zeytinyağında çevirdim. Ardından domates püresini, nar ekşisini ve bir bardak da suyu ilave edip tuzunu biberini de koydum. Bir süre kaynatıp yoğun bir kıvam alınca ateşten aldım.


Tepsinin altına dizeceğim patatesler için de bir soyma ve 5mm kalınlığında doğrama işlemi gerçekleştirdim. Bu patatesleri 2 dakika kadar kızgın yağda kızartıp havlu kağıt üstünde yağını süzdürdüm. Domatesleri de aynı şekilde doğradım ve fırnımı 210 dereceye ayarladım.


Sonraki aşamada köfte harcını devreye soktum ve tepsiye sığacak şekilde yuvarlak ve yassı köfteler yaptım. Tabii tepsiyi biraz yağladım önce. Bu şekilde üzerine hiçbir şey koymadan 5 dakika fırınladım. Tepsiyi süre sonunda fırından alıp üzerine bir kat patates, bir kat domates ve bir kat da sos koyup fırına geri yolladım. 15 dakika kadar pişirdikten sonra sıcak sıcak pideyle servis ettim.


Pişirmesi uzun ve meşakkatli olsa da sonuç oldukça ağızlara layık. Köfte özellile kıymanın yağlı olmasından, içinde ekmek, yumurta vs. bulunmamasından dolayı yoğun bir tadı ve kıvamı var ve ben beğendim. Üstteki sos da bence yemeğe en çok lezzet katan değerdi hatta onu daha bol yapmak daha iyi olabilir sanırım.


26 Şubat 2014 Çarşamba

Zerdeçallı İrmikli Kek

Yine Lübnan Mutfağı'ndan, bu sefer bir tatlı... Adı ilginç, içindekiler de değişik ve yumurta da yok bu kekin içinde. Biraz dağılıyor ama sanırım yumurta konarak da yapılabilir.


Malzemeler:


-300 gr irmik
-250 gr un
-300 gr toz şeker
-400 gr süt
-50 gr tereyağ (oda sıcaklığında)
-100 gr sıvıyağ
-1 tatlı kaşığı toz anason
-1 tatlı kaşığı zerdeçal
-1 paket kabartma tozu
-25 gr çamfıstığı
-1 çorba kaşığı tahin



Hazırlanışı:


Unla, irmiği tereyağ ve sıvıyağ ile karıştırdım. Şekeri, baharatları, kabartma tozunu ilave edip sütü de koydum. Orta boy bir turta tepsisinin içini tahinle sıvadım sonra da içine kek hamurunu boşalttım. Üzerine çam fıstıklarını serpiştirdim. 


1 saat 15 dakika dinlenmeye bıraktım. Son 15 dakikaya girdiğimde de fırını 200 dereceye ayarladım. Sonra keki fırına verip 20 dakika pişirdim. 


Kitapta 250 derece 20 dakika yazıyordu derecesi çok yüksek geldi ve 200'e ayarladım. 20 dakika fırında tuttum ama daha az olabilirdi biraz fazla kızardı sanırım o yüzden fırına sürekli bakarak duruma göre ayarlamak gerekiyor. Sonuç olarak zerdeçallı irmikli kek, farklı baharatlarla tatlanan değişik bir denemeydi.



22 Şubat 2014 Cumartesi

Lahmacun

Lahmacunu yapmayı denemek benim için çok önemliydi. Arapça hamur anlamına geliyormuş "acîn" Lahm-ı acîn da etli hamur demek oluyor. "Dünden bugüne Lübnan mutfağı" kitabından aldığım bu bilgiler doğrultusunda da tarifi aynen uyguladım.

Malzemeler:


Hamur için:
-400 gr un
-1 tatlı kaşığı toz şeker
-1 paket ekmek mayası
-yarım tatlı kaşığı tuz
-1 çorba kaşığı zeytinyağı

Harç için:
-200 gr kuzu kıyması
-250 gr domates
-1/4 soğan
-birkaç damla nar ekşisi
-tuz-biber

Hazırlanışı:


Mayayı 250 gr suda erittim. Unu, şekeri, yağı, tuzu, maya ve su karışımını miksere koydum ve çalıştırdım. Kitapta düşük hızda 15 dakika karıştırın yazıyordu ancak ben en yüksek hızda ve 30 dakika kadar karıştırdım çünkü katı bir hamuru makina karıştırmakta zorlandı. Hamur kabın kenarlarından kolayca ayrılmaya başlayınca oluyor demektir bu yüzden onu kontrol ettim. Fazla yapıştığını görünce birkaç kaşık daha koyarak kaptan ayrılmasını kolaylaştırdım. Hamuru robottan alıp üstüne biraz un serptikten sonra 6 eşit parçaya ayırdım bir tabağa koyup üstünü de örtüp en az 30 dakika kabarmaya bıraktım. 

Bu sırada harcı hazırlamaya başladım. Domatesle soğanı tuz-biberle robotta karıştırıp birkaç damla nar ekşisi ilave ettim ve bunları kıymayla yoğurdum. Bekleyen hamurların üstünü açtığımda beklediğimden daha kabarmış hamurlarla karşılaştım hatta o kadar kabarmışlardı ki tekrar tek bir hamur haline gelmişlerdi. Onları tekrar ayırdım, tezgahı bolca unladım ve oklavayla açmaya başladım. Kitaptaki tarifte 8cm çapında 6 daire yapın diyordu ancak öyle yapınca hamurlar çok kalın oldu. Ben de hamuru 12ye bölüp onlardan küçük yuvarlaklar açtım. Ama gene de alışık olduğumuz ince ve büyük lahmacunlardan olmadı.


Açtığım hamurları yağlı kağıt serdiğim tepsilere yerleştirdim ve fırını 200 dereceye ayarladım. 15 dakika daha hamurları dinlenmeye bıraktım. Sonrasında harcı hamurdan açtığım dairelere paylaştırdım elimle de iyice yaydım. Fırına verdim ve sık sık kontrol ederek pişirdim çünkü 200 derece çok yüksek olduğu için hemen yanabilirdi. 5-7 dakika arası bir zamanda pişti. 

Sonuç olarak ilk defa lahmacun pişirmeyi başardım ancak pek fazla istediğim gibi olmadı. Hamuru çok kalındı ve tuzsuzdu. Harc güzel olmuştu ama fazla sulandı gibi geldi belki domatesin mevsimi olmadığı içindir. Onun dışında alışınca kolaylıkla yapılabilecek bir tarif iyi ki denemişim.